Tarihin, kültürün ve inancın iç içe geçtiği kadim şehir Gaziantep… Bu topraklarda yalnızca taşlar değil, sesler de konuşur. Ezanlarla uyanan sabahlar, kandil gecelerini aydınlatan ilâhiler, tekkelerde yankılanan zikirler, camilerde okunan mevlidler ve halkın gönlünde yaşayan melodiler… Hepsi bu şehrin ruhunu besleyen ilâhi bir mûsikîye dönüşür.
Elinizdeki bu çalışma, Gaziantep’in yüzyıllara dayanan dînî mûsikî geleneğini kayıt altına almayı ve bu zengin mirası gelecek kuşaklara taşımayı amaçlıyor. Sözlü kültürün kırılgan belleğini korumak için; hem tarihî kaynaklardan hem de yaşayan hafızalardan ilham alarak hazırlandı.
Gaziantep’in dînî mûsikîsi sadece hafızların, zâkirlerin veya mutasavvıfların değil; aynı zamanda halkın gündelik hayatında da derin izler bırakan ortak bir ses dünyasıdır. Bayram sabahlarında coşkuya, yas günlerinde hüzne, düğünlerde sevince dönüşen bu mûsikî iklimi, şehrin kültür atlasında vazgeçilmez bir yer tutar.
Bu kitap, bir dönemin sesini bugüne taşıyor; gönülleri besleyen nağmeleri kalıcı kılıyor.

Çünkü mûsikîsiz bir şehir eksik, mûsikîsiz bir gönül ise susuz kalmış bir toprak gibidir.